31 Aralık 2012 Pazartesi

Ucuz Kore Yemeklerinden Seçmeler

Grupla beraberken Seoul'de sürekli tarihi yerleri müzeleri felan gezmiştik. Gruptan ayrı olduğumuz zaman da diğer arkadaşımla beraber gene Konkuk Üniversitesi civarında gezinmiştik. Sonra da Koreli arkadaşımla beraber eğlene parkına gitmiştik zaten. Bugün diğer Türk arkadaşımızla da buluşmanın sevinciyle namını çok duyduğumuz Namdemun pazarına gitmeye karar verdik. Adı üstünde pazar olunca çok ucuz olmasını bekliyordum ama daha çok turistlere yönelik olunca pahalı bile sayılırdı. Kpop eşyaları, drama afişleri felan çoğunluktaydı. Hatta bazı yerlerin sahipleri Koreli bile değildi. Myeongdong'daki kozmetik dükkanları gibi direk Çince konuşmaya başlayanlar bile çıktı. Her neyse burda biraz oyalanıp alışveriş yaptıktan sonra Dongdaemun pazarına gittik. Pek fotoğraf çekilecek birşey de yoktu zaten. Bizim pazarlara benziyordu.
Itaweon'da sırf üzerinde Kore alfabesiyle yazılı şeyler var diye 7 dolara aldığımız tşörtlerin 3 tanesi 10 dolardı burda. Tabi yabancıyız diye pahalı satmaya çalışanlar da vardı. Ama korece konuşmaya başlayınca pek kazıklayamadılar =) Sonra yemek vakti gelince pazardan dışarı çıkmanın yollarını aramaya başladık. Sonra bir baktık katın biri yemek için ayrılmış zaten. Çok geniş bir alanda çeşit çeşit yemek yapan teyzeler. 
Ve en pahalısı da 6 dolar civarı.

sol üstteki kimbap ve 2.000 won (2 dolar)  
sol alttaki de udong ve 4.000 won sanırım aslen japon yemeğiymiş,deniz ürünleri felan vardı.
sağdaki de omurice ve 4.000 won


 Rooftop Prince dizisini izleyenler bilir. Kız aceleyle bundan yapıyordu sonra da iştahla yiyorlardı.
Sanırım pek malzemeye gerek duyulmadan evde yapılabilecek sınırlı kore yemeklerinden buda.


Rooftop Prince'den bir sahne


Tadına baktıktan sonraki yüz ifadesi ^^



30 Aralık 2012 Pazar

Teşekkür Ederim



Daha önce okuyucu olduğum ama çekilişi duyunca izleyicisi olduğum blogdaki çekilişi ben kazandım. Her ne kadar kozmetikle pek alakalı olmasam da çantasını felan görünce dayanamayıp katılmıştım çekilişe. Sonucun belli olduğu günün ertesi günü kargoya vermesine rağmen bugün elime ulaştı. En azından istediği oldu yılbaşından önce aldım kargoyu =)
                                   

Çok güzel bir şekilde paketlenmiş olarak elime ulaştı ve soldaki kabını da çok beğendim.


Ve gelelim içine =)
Tekrardan teşekkür ediyorum. Selin'in blogu için  tıklayınız ^^

22 Aralık 2012 Cumartesi

Eğlence Parkı (Lotte World) 2. Bölüm




biraz da açık alandan fotoğraflar





dışardaki ilk deneyimimiz olacak
sıra beklerken

çok mu kalkıyor ne 
düşerse de altta nehir var

iyice sallıyor da


sıranın bize gelmesi =)
fazla korkulacak birşeyi yoktu aslında ama sallayıp çevirmesi
birde nehire tepe üstü bakmak bir acayip yapıyor tabi insanı
















dışı saray yapılarına benzeyen bu yer sadece bir restorant =)


ve yemek yemek =)
buzlu bir yemekti


hava kararınca 

fotoğrafların çoğu birbirine benziyor ama son günler olunca 
daha çok çekesim geldi.













metrodan 

metroda Woo Young'u görünce

Son metroyu da kaçırmadan hostele dönmeyi başardık. 














19 Aralık 2012 Çarşamba

Eğlence Parkı (Lotte World) 1. Bölüm

Seoul'de sayılı günlerimiz kalınca nasıl değerlendireceğimizi bilemedik. En iyisi plan program yapmayalım akışına bırakalım dedim ama o zaman da farkına bile varmadan gün bitiveriyor. Bakınız Busan'da Son Günümüz .Bugün de bizi daha önce gezdiren arkadaşım gezdirecek. Yani gidip gelme konusunda problem yok da nereye gidelim ne yapalım onu düşünüyoruz:) Biz de en iyisi daha önce de adını pek çok kez duyduğum eğlence parkına gidelim dedik. Daha önce hiç fotoğrafını felan da görmemiştim. Dolayısıyla kafamda da nasıl bir yer pek canlandıramadım. Sabah birşeyler atıştırırız, öğlene doğru da buluşur gideriz demiştim ben. Ama arkadaşım ısrarla sabah sekizde gitsek bile çok geç olacağını söylüyordu. Ben de hala ne olacak ki felan diye düşünüyordum. Koreli olan o sözünü dinleyelim dedik, erken buluşmaya karar verdik. Artık gün sayısı azalınca tatmadığımız Kore yemeği kalmasın diye niyetim gene Kore yemeği yemekti ama vakit sınırlı olunca giderken fırın gibi bir yerden poğaçaya benzer birşeyler aldık. Çok fazla çeşit var burda ama domuz yağı olmasın deyince çeşit sayısı azalıyor tabi :)

Metrodan iner inmez arkadaşım karşıladı bizi. Sağolsun giriş biletlerimizi de almış birde orda sıra beklemedik. Normalde giriş tam bilet ne kadar bilmiyorum ama genelde herkesin indirimli kartı oluyor, fiyat yarıya düşüyor bizde yararlandık tabi. Bileti aldık içeri girince bir sürü çeşit binilecek oyuncak vardı, hatta ben yanlış anlayıp girişten sonra her bindiğimiz oyuncak için ayrı ayrı bilet alıcaz sanmıştım. Hemen kafamda hesap kitap yapmaya başlamıştım ki içeri girdikten sonra herşey sınırsızmış. Şimdi anladım arkadaşımın çok erken gitmemiz konusunda neden bu kadar baskı yaptığını. Ama gene de öğleni buldurmadan parktaydık

Park açık ve kapalı olmak üzere iki kısımdan oluşuyor. Açık bölüme 'Magic Island' deniyor ki tüm korkunç mu demeliyim adrenalin mi demeliyim o tarz oyuncaklar burda yer alıyor. Kapalı bölümde ise biraz daha dinlenme tarzı, sakin oyuncaklar yer alıyor. Açık kapalı fark etmiyor, hepsinde sıra beklemek zorundayız.
Parkta bizden başka pek fazla turist göremedik genelde Koreli çiftler vardı. Belki de diğer Asya ülkelerinden gelenler vardır ama tam ayırt edemediğim için bilemiyorum.
Önce kapalı alandan başlayalım;

dışarı çıkanlar



gene bir Türk dondurmacısı mı ne 


evet =)





















yukarda görülen balonlara binilerek park geziliyor 










balonda çok sıra olunca bizde başka bir şeye bindik
ondan çektiklerim



aradan cam da çıkmış, dışarıyı çekmeye çalışmıştım







hız trenini gördük gezerken






Dışarısı çok sakin görünüyordu öyle tepeden bakınca tabi :)


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...