22 Ocak 2013 Salı

Uçağa Yemek İçin Bindik !!!


Daha önce bahsettim mi bilmiyorum ama ilk uzun uçuş yolculuğumu Kore'ye yapmış oldum. Gerçi kısasını da gene Kore için, Kore'ye giden uçağa binmek için İstanbul'a yapmış oldum ya neyse =) Uçuş akşam 9 gibiydi ve ben uygun uçak bulamadığım için bir gün önce gece 1 gibi İstanbul'a iniş yapmıştım. O kadar süre beklemektense otobüsle gideyim dediysem de kendi başına bavullarla olmaz dediler. Bu nedenle erken de olsa Atatürk Havalimanı'na inmiş bulundum. Tek yapmam gereken bavullarımı alıp iç hatlardan dış hatlara geçmekti. Tabi kendimi bildiğim için bavulları emanete verdim bir yerlerde uyuklayabilirdim.
Sabahı da ettikten sonra Ankara'dan seçilen aslen Adanalı arkadaşla buluşmak üzere ayrıldım havalimanından ama uzun süre ne tarafa gittiğime bakarak tabi =) Akşama kadar beraber vakit geçirip akşam havalimanına geldik. İşlemleri tamamladık felan, uçağa bindik sonunda. 


Uçağa biner binmez koltuktaki battaniyeleri fark ettim. Diyorum kendi kendime yazın ortasındayız Kore desen bundan daha sıcak niye koydular ki diye düşünürken 'havada' anladım neden olduğunu. =)
Yanımda bir tane ahjumma(teyze) oturuyordu. Binince bir de paket verdiler tabi ben ne olduğunu anlamadım. Ama bir baktım yanımdaki teyze ayakkabılarını çıkarıp ayağına geçirince terlik olduğunun farkına vardım. Sonrada dişlerini fırçalamaya gitti zaten. Tabi ben ayağıma da terliklerimi geçirip teyze gibi bağdaş kurarak oturdum, battaniyeyi de örttüm tam da uyumaya hazırlandım. Ve beklediğim gibi de oldu havalimanında sabahlamanın da etkisi olsa gerek hemen uyudum. Ama o da ne, sürekli birşeyler ikram ediyorlar, sürekli.   Tabi ki de yemeyi içmeyi çok seven biri olarak hiçbirine hayır demedim ama cidden fazlaydı. Ana yemeklerden bahsetmiyorum bile. Atıştırmalıklar bile fazlaydı. Belki de uçuşun 10 ile 14 saat arası sürdüğünü düşünürsek normaldir.


Tabi bu resimler ve yazım gidiş yolculuğum için. Dönüş yolculuğum tam bir hayalkırıklığıydı. Hiç ama hiç uyuyamadım. Türkiye de saat olarak geri olduğu için akşamdı, Kore'de gece olmasına rağmen. Giderken hiç saat farkı sorununu yaşamamıştım çünkü 10 saatlik gece uykumu fazlasıyla uyumuştum. Ama dediğim gibi dönüş pek öyle olmadı bende yemeklerin tadını çıkardım. Ha birde giderken de gelirken de olan birşey var. Sıcak Havlu. Neden veriyorlar ne işe yarıyor bilen varsa söylesin lütfen =) Ben anlamadım, çok sıcak oluyor tutmak zor, yanımdaki teyze bir elinden diğer elinden aktara aktara ısıyı azaltıp yüzüne koydu. Bende aynını yaptım valla =)





İlk yemeğimiz

                                                           
   Sonra bu


Bir daha


En son da bu

Uçaktan manzaralar



20 Ocak 2013 Pazar

Hiç Böyle Bir Dans Görmediniz

Artık Gangnam Style'ın iyice kabak tadı verdiği bir dönemdeyiz. Hatta o dönem bile bitti denebilir. Ama bu videoyu izlemenizi şiddetle tavsiye ederim. Gerçekten çok hoşlar. Tabi ben çektiğim için pek net değil ama hareketler süper =)

Gangnam Style'i Bir de Böyle İzleyin


ayaktaki  şıp şıp terliklere DikkAt =)

You've Fallen For Me (Hearstrings) izleyenler bilir. O dizinin meşhur müziklerindendi. Because I Miss You. Türkçesi çünkü seni seviyorum veya seni sevdiğim için diyebiliriz. Orijinalinden daha çok beğendim ben. Hem de profesyonel veya amatör olarak çalmıyorlar bile...

그리워서 (Because I Miss You)


Adını unuttuğum bir şarkı...


Mini Konser



İlk şarkının(because ı mıss u) orijinali. Bence diğeri daha güzeldi =)


4 Ocak 2013 Cuma

İyice Sona Geldik


biraz kırpılmış ama hostel sahibi çinli teyze

Kore'den beğendiğiniz gruplar var mı felan dedi. Biz de bir iki grup ismi felan söyledik. Konserlerine gittiniz mi felan dedi. Süre kısıtlı olunca hiç düşünmedik felan dedik. Meğer kadın bütün idol grupların konserine gitmiş neredeyse kardeşiyle beraber felan. Ben de 2PM'i söyleyince adresi verdi. Saat bilmem kaçta orda ol. Onların eğitimi var çıkışa yetişirsin dedi. Diğer arkadaş da bir şarkıcı ismi söylemişti ama çok popüler birşey değildi. Ona da bir adres verdi ama şirketten ayrıldığını felan söyledi. Otoparka gidin direk, oraya arabasıyla geliyor genelde tek başına oluyor ordan evine geçiyor. Size imza verir, fotoğraf felan çekilebilirsiniz dedi. Yabancı hayranları görünce ayrıcalık yapıyorlar felan dedi. İçimizden gitsek mi ki diye geçirdik teyze kesin konuştu çünkü. Görmeyi bırak imza, fotoğraf çektirme felan hanı herşeyi biliyordu. Ama sonradan da zaten son günümüz yarın uçağımız var, ünlü mü kovalıycaz kendimiz takılalım dedik, hem de bizi daha önce de gezdiren arkadaşıma sözümüz vardı. 

Öğlene doğru arkadaşımla buluştuktan sonra alışveriş merkezine gittik. Albüm almak isteyen arkadaşlar vardı. Ben de kendime kırtasiye eşyalarından felan aldım. Öyle işte. Akşama doğru da arkadaşlarımdan biri kendi Koreli arkadaşıyla planı varmış, oraya gitti. Diğer arkadaşımın da uçağı bizden daha öncekı gece olunca o da eşya toplamak için ayrıldı. Bizde arkadaşımla Han Nehri'ne gittik.






Son akşam yemeği
Malum son gün olunca tatmadığım birşey olsun istedim. O kadar çeşit içinde denemediğim bir bu kalmıştı sanırım.
Sağdaki yapraklar ve sarı tatlı turplar olmasa kesinlikle yiyemezdim.
Hem aşırı sıcak hem de aşırı acı ve çiğnedikçe değişikti işte
Ama lezzetliydi.
Tabi beni doyurmaya yetmeyince ek olarak pilav istedik. 
Değişik bir usûlde bunun içindeki kalan malzemelerle kalıp gibi bir pilav oluştu.
Tabi kaseleri çok büyük olunca bu sefer de pilav arttı biraz.


yemeklerle mutlu olan ben =)




1 Ocak 2013 Salı

Nedir Bu Kültür Bursu? Nasıl Gidilir Kore'ye?

Daha önce yorum olarak birkaç arkadaş sormuştu. Ardından da bu konuyla alakalı birkaç da mail gelince en iyisi tam olarak açıklayayım dedim. 

                               2012 Kültür Bursu / 2012 Cultural Scholarship 


Kore Hükümeti, başarılı üniversite öğrencilerini Kore’ye davet ederek Kore kültürünü tanıtma fırsatı ile birlikte, iki ülkenin dostluk ilişkisinin gelismesini ve Kore Hükümetinin imajini artırmak için Kore Uluslararası Eğitim Merkezi’nin ev sahipliğinde 2012 Kültür Bursu verecektir. 

- Bursun süresi: 10 – 20 Temmuz 2012(10 gece 11 gün)
- Seçilecek kişi sayısı: 4 kisi(yedek 1 kişi,toplam 5 kişi)
- Başvuru şartı: İngilizce konuşabilen üniversite 2 ve 3. sınıf öğrencileri


* daha önce Kore’ye gitmemiş olanlar ve Korece bilenlere öncelik

İstenilen belgeler:
1) İngilizce referans mektubu
2) İngilizce özgeçmiş
3) Pasaport fotokopisi
4) İngilizce başarı belgesi(TOEFL gibi, varsa)
5) I love Korea, because... başlığıyla yazılacak İngilizce rapor(kısıtlama yok)

Seçme tarihleri:

1) İlan:6 Mart 2012
2) Belge teslimi: 6 Mart – 23 Mart
3) Belge inceleme : 23 Mart- 27 Mart
4) Mülakat: 29 Mart *(belge incelemede seçilen kişiler. İngilizce konuşmaları da test edilecek.)
5) Seçilenlerin duyurulması: 30 Mart

- Başvuru adresı: Elden teslim ya da posta ile 23 Mart saat 18:00a kadar gelen belgeler kabul edilecektir.


NOT: Bilgiler Kore Kültür Merkezi'nin sitesinden alıntıdır.Bir dahaki burs da muhtemelen aynı tarihlerde ilan edilir. Siteyi takip etmek gerekiyor. Başvurmayı düşünen arkadaşlar için mart ayından itibaren siteyi kontrol etmelerini öneririm.


Evet gelelim şimdi benim başvuru aşamama, mülakat ve sonrasına...

Bende istenilen belgeleri bir araya getirdim ve Ankara'ya yolladım. Ankara'da oturanları ve okuyanları daha şanslı olarak görüyorum çünkü gidip bire bir bilgi alma imkanları oluyor.
Belgeler ellerine ulaştıktan sonra belge incelemesi oluyor. Zaten ilk eleme de burda yapılıyor. Belge elemesini geçenler de mülakata çağrılıyordu. Toplamda 30- 35 kişi civarı başvuru olmuştu yanlış hatırlamıyorsam.
Belgeleri incelerken neye dikkat ettikleri konusunda kesin bir fikrim yok ama kompozisyona önem verdiklerini düşünüyorum. Çünkü diğerleri sıradan şeyler zaten. Benim bulunduğum şehirden bildiğim 4 kişi başvurmuştu. Tabi bu benim bildiğim, başka başvuranlar da olmuş olabilir. Sonrasında kültür merkezinden arayıp benim mülakata çağrıldığımı söylediler ve mülakat saati verdiler. Diğer arkadaşlara da belge elemesinden geçemediklerini söylemişler. Yani her halükarda size geri dönüş yapıyorlar.


                                                       Sırada mülakat var

Belge elemesini geçen diğer adaylarla beraber yeniden bir seçim süreci başlıyor. Mülakata çağrılan 15 kişi felandık. Benden öncekileri görmedim hiç. Mülakattan sonra, mülakata girmeyenlerin yanına gelmek yasak çünkü. Çok iyi hatırlıyorum mülakat perşembe günüydü. Ertesi gün de mülakat sonucunu bildireceklerdi. Yani o telefon ille de çalacaktı. Ya tebrikler seçildiniz diye ya da üzgünüz diyerekten...
Daha önce hiç bir şekilde mülakata gitmeyen biri olarak bende heyecanın yanında korku da vardı. Önce senin hakkında bilgi alıp neden gitmek istediğini soracaklar sonra da genel kültür soruyorlar demişlerdi. Genel kültürüm de pek zayıftır hani.
Her neyse benden önceki kişi mülakata girdi sıra tam bana gelmişti ki komisyondakiler ara verdi denildi.  Komisyon demişken kaç kişilerdi acaba? Onlar oturup soru soracak ben ayakta mı dikilecektim? Aranın bitmesi için bir 15 dakika kadar beklemem gerekecekti. O sırada sağ olsun bana destek olan hatta içinden sûre okuyup bana üfleyen bile arkadaşlarım vardı yanımda=)

Ve o da ne sıra bana mı geldi ne..

Yanımda görevli beni mülakatın yapıldığı salona kadar götürdü. İçeriye girerken sevimli 3 kişi gördüm karşımda. Korece merhaba diyerek girdim. Sonra bana bugün mülakat ingilizce olacak korece değil dediler. Ben de tamam dedim. Ve ilk soru geliyor:
Can you introduce yourself Korean? (Kendini korece olarak tanıtır mısın?)
Komik değil mi? Tam da mülakat ingilizce olacak demişlerken.Tanıtma faslından sonra ailemin başvurduğumdan haberleri olup olmadığını sordular.(Sanırım daha önce seçilenlerden biri ailesi istemiyor diye sonradan vazgeçmiş o yüzden baştan teyit ediyorlar haklı olarak) Sonrasında ise bölümümle ve neden Kore'ye gitmek istediğimle alakalı, gidersem eğer döndükten sonra Kore kültürünü etrafıma anlatır mıyım felan bu tarz kişisel sorulardı. Bunlardan sonra eğitim için Kore'yi düşünür müsün felan dediler, yüksek lisans imkanları var dediler. Bir de bu kadar başvuran varken neden seni seçelim felan dediler. Karşımda 3 kişi vardı. Genelde ortadaki kişi soruları soruyordu. Bir de bayan vardı. O da araya girip yazdığım kompozisyonla alakalı birşeyler sordu. Sanırım benim yazıp yazmadığımdan emin olmak içindi.
Aslında en korktuğum kısım mülakattı. Ne anlatcam ne söyleyeceğim ben diye endişelerim vardı. Ama hiç gerek yokmuş. Onlar sorularıyla yönlendiriyorlar zaten. Mülakat sırasında ve sonrasında iyi geçtiğini düşünüyordum hep. Sürekli gülümsüyorlardı. Ama Koreli bunlar sonuçta o kadar başvurmuşum, mülakata gelmişim, kızacak değiller ya, belki de kibarca olmadı diyecekler felan diye de bir taraftan da korkuyordum.
Topu topu saatler vardı açıklanmasına, ikinidinden daha sonra mülakata girdiğimi düşünürsek ertesi sabah açıklanacaktı.
Sonuç olarak ertesi gün beklenen telefon geldi ve seçildiğimi söylediler =)



NOT: Burs ya da gezi mi demeliyim artık, adı gibi tam manasıyla bir kültürel burstu. Sadece Seoul Busan gibi  büyük şehirler değil, köy hayatından köy kahvaltısına ve Yeosu Expo'ya varana kadar gittik. Tabi çeşitli ülkelerden gelen farklı insanlar da tanışma olanağı da bir artısı.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...